Değerli dostlar, bugün sizinle içimizdeki çocuğun ilişkilerimizi nasıl etkilediği konusunda konuşacağız.
Bir ilişkiye başladığımız zaman , ileride olacaklar hakkında pek fikrimiz yoktur..Genellikle şöyle yaşanır,birisiyle tanışır ve aşık oluruz.Görünüşte iki yetişkin insan karşılaşmış ve birbirlerine hayranlıkla ve harika duygularla aşık olmuştur .Oysa buzdağının görünmeyen kısmı farklıdır.
Orada bambaşka şeyler yaşanmaktadır.Görünüşte bütün iyi niyetimiz ve güzel duygularımızla ona sevgimizi sunmaya,paylaşmaya,iletişim kurmaya ve destek vermeye çalışırız.Ama buzdağının görünmeyen kısmında , her iki tarafın da içinde , sevgiye susamış küçük bir çocuğun gizli korku ve beklentileri vardır. Bu küçük çocuk cicim aylarında iyice şımarır,mutlu olur..Bir yandan karşısındakinin sevgisini doyasıya yaşarken bir yandan da içini bir kurt kemirir. Yahu,bu kişi bana seni seviyorum diyor ama acaba gerçekten seviyor mu? demeye başlar.Ve hemen dolabına koşar.. O dolapta ne arıyor sizce ? Çocukken karşılanmayan ihtiyaçlarını yerleştirdiği ve zaman içinde varlığını unuttuğu bavulunu aramaya...Çünkü aşık olduğunda bu bavulla ilgili tüm anıları canlanmıştır.Bu yüzden koşa koşa dolabına gider ve bavulu açar..Bavuldan sevgilisini çok zorlamayacak bir ihtiyaç çıkarır..Haydi bakalım der,madem beni seviyorsun,ispatla..
Bu ufak bir ihtiyaç olduğu için sevgilimiz muhtemelen bunu seve seve yerine getirecektir.Sonuçta aşk da bu değil mi? Bu arada sevgilimiz de kendi bavulunu açmıştır bile o da kendisininkilerden birini çıkarır. Bu oyun karşılıklı olarak böylece uzar gider..bavuldan çıkarttığımız ihtiyaçlarımız giderildikçe rahatlık alanımız büyür,karşımızdakinden beklentilerimiz hızla artar.Bunca yıldır beklettiğimiz tüm eksik duyguları tamamlamasını isteriz. Madem seviyor yapması gerekir öyle değil mi ama? Karşılıklı olarak bavuldan çıkan beklentiler yerine getirilir ama denemeler bitmez .Sorun daha da büyür.Giderek daha büyük ihtiyaçlara uzanmaya başlarız. Sonunda taraflardan biri “senin hep yanımda olmanı istiyorum” derken ,diğeri “ beni özgür bırakmanı istiyorum ama terketmeni ya da başkalarıyla olmanı istemiyorum” diyecektir.
Ne yazık ki bu konuşmalar,talepler ve bavul temizlemeler hep bilinçaltında ve dolaylı olarak gerçekleşecektir..Hayal kırıklığı ve ihanete uğramışlık hissi tüm duygularımıza hakim olur.Daha kötüsü büyük ihtimalle karşımızdakinden beklentilerimiz olduğunun farkında bile olmayız.Bundan sonra yapılabilecekler için ilişkiyi bitirip çekip gitmek,suçlamak hakaret ya da taciz yolunu seçebiliriz. Böylece iki yaralı çocuk birbirlerini ,ihtiyaçlarını anlamaya çalışmadan, birbirlerine şefkatle değil,herşeyi kendilerine hak görerek yaklaşırlar ve karşı karşıya gelirler.
Kendimizde hak görmemiz ve tepkiselliğimiz içimizdeki çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacağına,çok ihtiyacımız olan o sevgiyi de yitirmemize ve daha da çaresizliğe düşmemize yol açar.
Tüm sevdiklerinizle sağlıklı ve uzun ilişkiler içinde olmanızı dilerim.
Sevgilerimle,
İnci İlhan

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder